21 Aralık 2011 Çarşamba

12 Aralık 2011 Pazartesi

Meke Gölü 20.02.2011

Bolkar Dağları - Çinili Göl 02-03.07.2011

KARDOF’la Yine bir Pazar 4.12.2011


Katılımın yüksek olduğu gezilerden birini daha sağ, sağlım gerçekleştirdik. Geziyi ilgi fazlasıyla çoktu bazı kişileri üzülerek ret ettik 53 katılımcı ile dernek binasında buluştuktan sonra kahvaltı için Burak arkadaşımız ayarlamış olduğu fırına giderek sıkmalarımı yedik, çayların ardından araçlarımıza binerek Mersin iline bağlı Mut ilçesinin Hacı Nuhlu beldesine yanın bir mevkide durduk. Geziye başlamadan Abbas ağabeyimiz bizlere ısınma hareketleri ile yürüyüşe hazırladı. Sonrasında Kırkpınar’a doğru yürüyüşe başladık. Katılımcıları 4 guruba ayırdık ben fotoğraf çekmek için her hangi bir guruba dahil değildim her gurupta farklı coşkular vardı. Yaklaşım 2-3 saatlik bir yürüyüşten sonra Kırkpınar’a geldik.


Burada Burak arkadaşımız bizlere yemek hazırlıyordu. Biraz dinlendikten sonra guruplar yine harekete geçti. Fedai arkadaşımız kaya iniş ve çıkış eğitimi veriyordu katılmak isteyenler katıldı, katılmayanlar ile guruplar halinde Mavga Kalesi Kanyonuna doğruldular. Bende bir gurup alarak Kanyon tayfasına katıldım. Kanyon oldukça zorlu ve bir o kadarda zevkliydi eksik olan tek şey derenin kurumuş olmasıydı. Yaklaşık bir buçuk saatlik kanyonun artından Fedailerin yanına indik, acıkanlar soluğu Burak’ın hazırlamış olduğu mangalın yanında aldılar bazılarımız ise iple duvardan inmek için sıra beklediler.


Yemeğin ve çay keyfinin ardından toplu KARDOF fotoğrafı çekildi ve araçlara doğru yol aldık. Yorulanlar koltuklarında hemen uykuya daldılar. Günün sonunda ise sağ sağlım ailelerimizin yanına geldik gezi sona erdi. Benim için çok keyifli bir geziydi yeni yüzlerle tanışıp kaynaşmak beni hep mutlu etmiştir. Geziye katılan herkese sonsuz Teşekkürler.


Tayyar ÇELİK – 7.12.2011













Tayyar ÇELİK (c) 2011


Mut Kırkpınar

26 Kasım 2011 Cumartesi

Gökyurt (Kilistra) panaromik







2009 Gökyurt (Klistra) Konya

22 Haziran 2011 Çarşamba

KARDOF - Eğitim Kampı 04-05.06.2011



Bugüne kadar yaptığımız en güzel faaliyetlerden birisiydi bu eğitim kampı ben kampa eşimle beraber katıldım, akşam 21:30 saatlerinde kamp yerine geldiğimde gördüğüm manzara beni heyecanlandırmıştı ilk kez bu kadar çok çadırlı bir kampa katılıyordum. Selamlaşma faslının ardından çadırımı kurmaya başladım bu kamp için basit otomatik kurulumlu çadırlardan getirmiştim yanımda, yaklaşık iki dakika gibi bir sürede hazır olmuştu çadırımız, kısa bir süre sonra yeni gelenlerle kamptaki çadır sayısı 21 olmuştu, çadırları daire çeklinde kurduk ve orada oldukça büyük bir meydan vardı. Yemekten sonra herkes bu meydanda gruplar halinde eğleniyordu. Saatler 24:00’a yaklaştığında ise gece yürüyüşü için toplanmaya başladık.

Fedai ERKOCAOĞLU gece yürüyüşü ile ilgili bilgileri anlattı ve yürüyüş başladı. Herkes belirlenen rotada tek başına yürüyecekti üçer dakika ara ile çıkışlar yapıldı. Ben 6 numara idim gecenin karanlığında ormanın içerisindeki patikadan ilerliyorduk ve bu kadar keyifli olacağı aklımın ucundan bile geçmiyordu doğrusu, ormanda büyük bir sessizlik ve huzur vardı. İlk noktaya geldiğimizde herkesi bekledik ama bir kişi eksiktik Fatih arkadaşımız gelmemişti hemen bir arama ekibi kurularak Fatihi aramaya gittiler geri kalanlarımız ise ikinci noktaya doğru aralıklı devam ettik. İkinci parkur ilkine göre daha keyifliydi vadini içerisinden ilerliyorduk ve sık bir bitki örtüsü vardı ikinci rotanın sona geldiğimizde Fatih arkadaşımızın da bulunduğu haberi geldi yolunu kaybedince kamp alanına geri dönmüştü. Üçüncü rotayı yürümeye başladık bu etap biraz daha zorluydu indiğimiz vadinin birde çıkışı olmalıydı ve öylede oldu saatin geç olmasının da büyük etkileri vardı tabii ki saat 04:00 gibi üçüncü rotayı da bitirdik ve geri kalan yolumuzu tek sıra halinde kamp alanına kadar edam ettik.

Kamp alanına geldiğimizde artık herkes yorulmuştu ve uykusu gelenler çadırlarına çekilip deliksiz bir uyku çektiler, çektiler diyorum çünkü bazılarımız uyumadık gitar eşliğinde şarkılar, türküler söyledik gün ağarmaya yakın bende çadırıma gittim. Saat 6-7 gibi uyandık çok az uymuştuk ama yinede uykumuzu almışız. Ben ve İbrahim Karaman’a göndük dernekten ekipmanları aldık kaya inişi eğitimindeydi sıra dönüşte kızım Eylül’üde götürdük kaya inişi için atış poligonunun arka sırlarındaki kayalıklara gitti, Fedai ERKOCAOĞLU burada bizlere emniyetli kaya inişi hakkında bilgilendirdikten sonra sırayla kaya inişlerini yaptık. Benim ve eşim için çok güzel bir hafta sonu oldu tüm katılımcı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.





19 Haziran 2011 Pazar

Meke Krater Gölü - 20.02.2011



20 Şubat 2011 günü Bucakışla / Maşat gezisi için dernek binasında sabah erken saatlerde toplanmaya başladık, gezimizi onursal üyemiz Vedat ağabeyimize hazırlamıştık. Fakat gideceğimiz bölgedeki hava şartlarının uygun olmadığı bilgisi gelmesi üzerine dernek yönetimi toplanarak Meke Krater Gölü ve Ereğli / İvriz’e gitmeye karar verdik, geziye katılacak olanlarında fikrini aldıktan sonra yola koyulduk. Geziye katılım oldukça fazlaydı 53 kişilik doğa severler ile birlikte dünya’da eşi benzeri olmayan Meke Krater gölüne geldik.

Meke Krater gölü, Konya’nın Karapınar ilçesinde sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolmasıyla oluşmuş ve ortasında büyük bir ada bulunuyor. Karapınar Ereğli yolunun 7. kilometresinde sağa saparak 2-3 kilometre içeride kalıyor. 4-5 milyon yıl önce oluşmuş, ayrıca özel kuş alanıdır. Göçmen kuşların göç esnasında Türkiye üzerinde mola verdiği nadir doğa harikalarından biridir. Ne yazık ki bu güzelim gölü kaybetmemiz çok yakındır. Göl kurumaya yüz tutmuştur.

Grubu iki’ye ayırdık gezi rehberimiz Burak ilk grubu alarak ilerlediler ikinci grubu ise İbrahim KÜÇÜK arkadaşımız öncülük etti, ben ikinci gruptaydım ve gölün etrafında hem görseli bol, hem eğlenceli bir yürüyüş yaptık. Sonra hedefimizi gölün orasındaki krater adaya çevirdik, ada oldukça dikti ve lavkırığı mucurlar yüzünden oldukça zorlayıcı bir parkur oldu herkes için ama keyfine diyecek yoktu zirvede biraz soluklandıktan sonra inişe geçtik, bir saat gibi bir zamanda çıktığımız tepeyi beş dakikada iniverdik. Sonrasında araçların yanında biraz atıştırdık termoslarımızdaki sıcacık çayları yudumladık, hatıra fotoğraflarının ardından Ereğli / İvriz’e doğru yola çıktık.

İvriz çok güzel bir yer özellikle yaz mevsimlerinde daha güzel oluyor, buranın en önemli simgesi olan Hititler dönemine ait bolluğu bereketi simgeleyen kabartmayı ziyaret ettik ve ardından İvriz yakınlarındaki restoran’a gitti menümüzde yine balık vardı ve çok lezzetli hazırlanmıştı doğrusu burada yaklaşık 1-2 saat konakladık masalarda kaynaşma ve muhabbetler oldukça keyifliydi, zamanı kontrol edemiyorduk ve sonra yine o sesi duydum yanı başımda “hadi arkadaşlar, hadi kalkıyoruz“ diyordu yine Burak. Araçlarımıza binerek sıcak yuvalarımıza doğru yola koyulduk.

Geziye emek veren ve tüm katılımcılara sonsuz teşekkürler, bu güzel Pazar günü için.

Saygılar…



17 Haziran 2011 Cuma

Üç GüzeL

Bucakışla - Cerit Magarası Gezisi - 16.10.2009




Geçtiğimiz hafta sonu yaptığımız Cerit Mağarası gezisi oldukça kalabalıktı Konya’dan gelen 7 kişilik ekip ile birlikte yaklasık 30’a yakın bir gruptuk. Geziye her zamanki buluşma yerimiz olan Aktekke Kent Meydanında toplanarak başladık. İlk durağımız Bucakışla Kasabası oldu burada Jandarmaya bilgi verecek Bucakışla çıkısındaki tarihi Köprüde mola verdik. Molanın ardından Topalhacı Çifçliği mevkisine yürüyüşe başlayacağımız noktaya geldikten sonra yaklaşık 1:30 saatlık yürüyüşümüze başladık. Mağaranın bulunduğu mevkiye geldik ve konakladık, aramıza yeni katılan arkadaşlarla burada daha fazla kaynaşma imkanı bulduk, yeni arkadaşlar Mağara kaptanımız Şeref kısa bir seminer verdi ve Mağara girişinde toplanmaya başladık.


21 Kişilik bir grup ile Mağaraya girdik, Mağara oldukça büyük ve büyüleyici bir Mağara, halen oluşumlar devam etmekte, fazla tahribat yok ama define peşimdekiler burayıda bulmuşlar ve bazı tahribatlara sebep olmuşlar. İlk salonda sizi devasa büyüklükte üç dikit karşılıyor, ilerledikçe kendinizden geçmeye devam ediyorsunuz, Mağaranın ikinci ve en büyük salonunda sizi oldukça büyük bir göl bekliyor ve burada çok farklı oluşumlar göze çarpıyor. Mağara çok büyük ve bildiğimiz iki girişi bulunuyor gölün sonunu ise bilmiyoruz. Mağara daha önceden incelenmemiş bir mağara olduğu için hakkında hiçbir yazı veya haritası yok. Yaklaşık 2:30 saat Mağarada kaldık, gezebildiğimiz kadarını gezdik ve gördüğümüz güzellikleri ardımızda bırakarak çıktık. Herkezin üzerinde azda olsu bi yorgunluk vardı ve kurt gibi açtık. Burak hemen mangalın başına geçti ilk olarak közde patlıcan, biber ve soğan yaptı herkez karnını bir güzel doyurdu tavukların ise yüzüne fazla bakan yoktu Volki ile ben tilki gibi ne bulduysak yuttuk :)

Yemek fazlının ardından Müzik ziyafeti başladı Arif ve Konya’lı misafirlerimizden Eren’in çaldığı türkülerle kendimizden geçtik, bu arada havada kararmıştı ve yola çıkma vakti gelmişti, bulunduğumuz çevrenin temizliğini yaparak araçların bulundukları yere 15 dakikalık bir yürüyüşün ardından araçlara ulaştık ve burada bizi bir süpriz bekliyordu araçlardan biri kuma saplanmıştı tam kurtardık derken çamura sapladık yanımızdaki ipi 4 kat yaparak aracı çamurun içinden çekip kurtardık orada kaç beygir gücündeydik bilemiyoruz ama sonuçta araç kurtulmuştu ve yola koyulduk Karaman’a çok yaklaşmıştık ki arkadaki aracın lastiği patladı hemen lastik değiştirildi ve yola çıktık kısa bir süre sonra başladığımız noktaya dönmüştük ve geride yorucu ama güzel anılarla 12 saatlik bir gezi kaldı akıllarda.


Geziye katılan tüm arkadaşlarımı Teşekkür ederim. Başka bir gezi ve hikayesinde görüşmek üzere.


Saygılar….









16 Haziran 2011 Perşembe

18 Şubat 2011 Cuma

Kravga - Mağras 06 Şubat 2011



KARDOF yeni doğa'da rotamız bu kez Kravga - Mağras

Gezi heyecanı günler öncesinde sarmıştı beni. Şeref ile birlikte günler öncesinden hazırlıklara başlamıştık. Rehberlik görevi bizleri daha da heyecanlı kılıyordu.

Gezi günü gelip çatmıştı. Erkenden Şeref ile birlikte dernek binasında buluştuk ve son hazırlıklarımızı tamamlamaya çalıştık. Bu arada gezi katılımcıları da gelmeye başlamışlardı bile. Anlaşılan tek sabırsızlaşan bizler değildik. Yoklamamızı aldık ve 37 katılımcı ile Kravga'ya hareket ettik.

Kahvaltı için Kravga'da bir kahvehanede mola verdik. Göksu Belediye Başkanı da bizlere kahvaltıda eşlik etti. Yürüyüşümüze oldukça keyifli başladık. Hava açık ve güneşliydi, havanın güzel olması yürüyüşümüzü daha da keyifli yapıyordu.

3-4 küçük şelaleden oluşan güzel bir yere gelmiştik ve burada kısa bir mola verdik. Molanın ardından yürüyüşümüze kaldığımız yerden devam ederek, rüzgar tribünlerine doğru ilerledik. Rakım yükseldikçe, rüzgârda etkisini arttırıyordu. En sonunda rüzgar tribünlerinin yanına varmıştık. Oldukça etkileyiciydiler. Fotoğraf için güzel bir görsellik sağlıyorlardı. Bir yandan yürüyor bir yandan da fotoğraflamaya çalışıyorduk.

Bu arada kış mevsiminin güzelliklerinden olan kar, biz yürüdükçe yoğunluğunu arttırıyordu. Kış aylarında havanın erken kararması nedeniyle, zirve yapmaktan vazgeçtik. Yerel rehberimiz olan 68 yasındaki Kemal amcanın öncülüğünde aşağıya inmeye başladık. Hava kararmış ve iniş patikasını kar örtmüştü. Bu yüzden iniş yolumuzu bulamadık. O anda benim için gezinin keyfi çıkmaya başlamıştı. Öncüler yollandı ve kocaman bir ateş yaktık. Üşüyenler ateşin cömertliğine bırakmışlardı kendilerini.

Sonrasında telsizlerimize “yolu buldum” çağrısı geldi. Herkesin yüzü gülmeye başlamıştı artık. Aracımıza ulaştık ve Göksü Belediyesinin misafirhanesine doğru yola çıktık. Belediyenin bizler için hazırladığı balıkları yedikten sonra, Karaman'a doğru yola çıktık.

İkramlarından ve konuk severliğinden dolayı Göksü Belediyesi Başkanına ve çalışanlara Teşekkür Ediyorum.


Yorumlarınızı bekliyorum...

16 Şubat 2011 Çarşamba

İncesu Mağarası




İncesu Mağarası

İncesu Mağarası Taşkale kasabasının 9 Km güneyindedir. Türkiyenin üçüncü büyük yer altı su mağarası olan İncesu Mağarası içerisinde sarkıtlar, dikitler, sutunlar ve traverten havuzlar bulundurur. Miyosen kireç taşlarında gelişen mağaranın Uzunluğu 1356 m.dir. Ortalama ısı 11-12 derecede nem oranı ise %75-85 dir. Mağaraya yaklaşık 4-5 metre yükseklikte bir delikten demir merdiven ile inilmektedir. İnişte size duvarlardaki yosunlar eşlik eder. Bacadan indiğinizde mağara ikiye ayrılır bir taraf kısadır ve ileride çöküntülerden dolayı toprak siper ile kapanmıştır. Diğer bölümde ise kısa süren dar bir geçit vardır bu geçit bittikten sonra mağara sizlere hoş geldiniz der ve doğal güzelliklerini sizinle paylaşmaya başlar. Mağara enine 5 ila 10, yüksekliği ise 4-6 metre şeklinde uzanır.

Mağara sizi içine çektikçe ilginç bir hal alır. Sarkıtları, Dikitleri, Sütunlar derken Traverten havuzlarla karşılaşırsınız. Mağara damla taş birikimi yönünden oldukça zengindir. Mağara zemini genellikle düzdür fakat oldukça kaygan bir zemine sahiptir. Zaman zaman yerler çamurludur ve sularla kaplıdır. İlerledikçe küçük göller ile karşılaşırsınız.

Mağara, zamanın verdiği tahribattan çok gelen ziyaretçiler tarafından tahribata uğramış ve bir çok görsel tema yok edilmiştir. Buna rağmen mağara gezilmeye değer görsellikler sunmaktadır.

MTA tarafından yapılan araştırmalarda İncesu Mağarasının nefes darlığı ve bronşit gibi hastalıklara iyi geldiği tespit edilmiştir.

İncesu Mağarası 1. derece doğal sit alanıdır.

Hazırlayan : Tayyar ÇELİK
Kaynak : Karaman İl Turizm ve Kültür Müdürlüğü
MTA (Maden Teknik ve Arama Genel Müdürlüğü)

10 Şubat 2011 Perşembe

Sudaki İzler



Mut - Kırkpınar'dan Mavga'ya - 15.01.2011


Merhaba dostlar, yine bir mavga gezisiyle karsınızdayız. Bu gezi yeni kurduğumuz derneğimizin (KARDOF)un resmi olarak ilk gezisiydi. Toplam 21 kişiydik ve çoğu arkadaşımız yeni katılımcıydı. Rehberlik görevini Şeref arkadaşımla ben üstlendik. Bu ilk gezimize dernek başkanımız Cengiz ÖZDEMİR'in gözetiminde Mersin iline bağlı olan MUT ilçesinin Kırkpınar mevkinden başladık.
Bu gezide body sistemini uyguladık, bu sayede eski- yeni katılımcılar birbirleriyle uyumlu bir şekilde kaynaştı ve gezimiz oldukça keyifli bir hal aldı. Zaman, zaman dik yamaçlarda malzeme eksikliği nedeniyle zorlansakta, yardımlaşma sayesinde Mavga Kalesine ulaştık. Bolca fotoğraf çekimleri yaptık.
Mavga Kalesinin essiz güzelliğine kapılıp gittik ve sonunda kendimizi kalenin en ucunda bulduk. Hepimiz çok yorulmuştuk, bu nedenle yaklaşık 45 dakikalık bir mola verdik. Hem manzaranın çok güzel olması, hemde çok yorulmuş olmamızdan dolayı kimse yerinden kalmak istememişti ama aracımıza ulaşmak için yürümemiz gerekliydi. Zor bela aracımızın bulunduğu yere gittik.
Mut temsilcimiz olan Fatma hanım, Mut manzaralı bir tepeye çıkarttı bizleri. Aksam yemeğini, ateş yanında Mut'un aksam ışıklarını izlerken yedik.
Destek ve emeklerinden dolayı Fatma arkadaşımıza Teşekkür ederim.

Tayyar ÇELİK